HAKARET SUÇU
Günümüzde sosyal medyada hakaret suçu oldukça sık şekilde işlenmekte olup konuya ilişkin dikkat edilmesi gereken birçok husus bulunmaktadır. Her insan, şeref ve onur sahibidir. Ceza hukuku, kişiyi onuruna, şeref ve haysiyetine dokunan fiillere karşı korumaktadır. Kanun önünde eşitlik ilkesi gereğince, hiç kimse, bir diğer kimseden, daha az şerefli değildir; herkes toplumun eşit şerefli birer üyesidir. (An. m. 5, 10, 17). Hiç kimse bir diğerinden daha az ya da daha fazla şerefli değildir.
Tüm ülkelerin hukuk sisteminde olduğu gibi bizim ülkemizde de toplumu oluşturan bireylerin onur ve şereflerini, manevi mevcudiyetlerini korumak için birtakım hukuki düzenlemeler yapılmıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinde ‘’Şerefe Karşı Suçlar’’ isimli bölümünde düzenlenen hakaret suçuna ilişkin kanun hükmü şöyledir:
(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Hakaret suçu, bir kişinin onurunu zedeleyici nitelikte sözler veya davranışlarla bir başkasına zarar vermek veya onu küçük düşürmek anlamına gelir. Hakaret, sosyal medya organları olan Instagram , Facebook , Twitter Whatsapp aracılığı ile gerçekleşebileceği gibi sözlü ifadeler, yazılı iletiler, hareketler veya diğer davranışlar yoluyla da gerçekleşebilir.
Hakaret suçunun varlığı veya yokluğu, somut vakıanın oluş biçimine, bağlamına, kişinin hassasiyetine örf ve adetlere ve toplumsal normlara bağlı olarak farklı şekillerde değerlendirilebilmektedir. Başka bir deyişle hakaret suçunun varlığı veya yokluğu, her olay için ayrı şekilde değerlendirilir.
-
Katile katil demek, şerefsize şerefsiz demek, hırsıza hırsız demek suç mudur?
‘’Bugünkü hakim görüşe göre, onur kırıcı bir suçtan hüküm giyen veya kamuoyunca şerefsiz sayılan bir şahsın, örneğin dilenci, serseri ve fahişelerin de korunmaya değer bir şeref alanları vardır ve bu alana yapılan tecavüzlerin cezalandırılması gereklidir. Ancak, bunların dışında kalan tahkirlerde artık bulunmayan bir şerefin ihlali söz konusu olamayacağından, fiil suç teşkil etmez; bunun içindir ki, hırsıza “hırsız”, katile “katil”, seks işçisine “fahişe” diyen kimse cezalandırılamaz.
Kişi toplumda sahip olduğu saygınlık ve itibarı kısmen doğuştan kısmen de sonradan kazanmaktadır. Buna göre bir şeref ve haysiyet vardır ki, kişi bunlara doğuştan sahiptir ve bu ona insan olarak doğmuş olması nedeniyle tanınmıştır. Kişi, bu değerleri çok zararlı bir kişi de olsa kaybetmez. Örneğin, bir yankesici, hırsız veya katil bir hayvana benzetilemez; böyle bir nitelendirme onun insan olması nedeniyle doğuma ilişkin değerlerine saldırı teşkil eder.
Bu düşüncelerden çıkan sonuç şudur: Katile “katil“, fahişeye “fahişe” demek suç değilse de, bunlara “hırsız” ya da “dolandırıcı” demek suçtur.’’(Hakaret ve Sövme Suçları kitabından – Sahir Erman)
Doktrinde her ne kadar bu görüş hakimse de bu görüşe katılmak mümkün değildir. Zira TCK m. 127/2’ye göre :“İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde cezaya hükmedilir” şeklinde düzenlenmiştir. Kanun maddesi tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde düzenlenilmiş bu yüzden bir suçun faili olan kimseye hakaret edilmesi de hakaret suçuna sebebiyet verecektir.
-
Firmaya ya da Şirkete hakaret etmek , Şirket Karalamak suç mudur?
Firmalar, nevi her ne olursa olsun şirketler, dernekler, vakıflar tüzel kişiliğe sahip olması nedeni il hakaret suçunun mağduru olamazlar. Aynı zamanda tüzel kişiler hakaret suçunun faili de olamazlar. Ancak bir sosyal medya sitesinde markanın karalanması, şirketin kötülenerek ağır ithamlarda bulunulması, markanın izinsiz şekilde kullanılması 6769 Sayılı Kanun kapsamında Marka Hakkına Tecavüz Suçuna sebebiyet vermektedir.
-
Toplu hakaret suç mudur?
Hakaretin birlikte bulunan kişilerden hangisine yapıldığı hakkında net bir tespitte bulunulamıyorsa suçun oluştuğundan bahsedilemez. Tüzel kişiliğe sahip olmayan toplulukların , sosyal bir sınıfın, meslek mensuplarına yönelik hakaret edilmesi halinde suçun oluşmaz. Örneğin tüm fakirler salaktır, tüm zenginler şeref yoksunudur, tüm doktorlar cimridir gibi cümlelerin sarf edilmesi halinde hakaret suçunun oluştuğundan bahsedilemez. Yine de bu tür cümleler Türk Ceza Kanunun 216. maddesinde düzenlenen Halkın Bir Kesimini Alenen Aşağılama Suçuna sebebiyet verebilmektedir. Yargıtay bir kararında sanığın, katılanın eşinin memleketi olan Kırabalılar sülalesine sövmesinde suçun oluştuğunu kabul etmiştir. (Ceza Genel Kurulu 28.11.1988, 2-449/494)
-
Hüküm kurulurken hiçbir çelişkiye yer verilmemelidir.
1-İki ayrı katılana hakaret ettiği iddiasıyla cezalandırılması talebiyle dava açılan sanığın kararda hangi müştekiye yönelik hakaret eyleminden dolayı cezalandırıldığı açıklanmamak suretiyle hükümde karışıklığa neden olacak şekilde hüküm kurulması,
2.CD. 0.09.2013, 2011/32542 E. – 2013/19915 K.
-
Kamu görevlisine hakaret suçu ve cezası
Türk Ceza Kanunu kamu görevi ifa edenlere mesleğinden dolayı hakaret edenleri daha ağır bir yaptırımla karşı karşıya bırakmak için Kamu Görevlisine Hakaret Suçunu ayrı şekilde düzenlemiştir. TCK’nın 6. maddesinde de kamu görevlisi kavramı “kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli ve geçici olarak katılan kişi” olarak tanımlanmıştır. Buna göre mesleğinden dolayı bir avukata, belediye başkanına, din görevlisine hakaret edilmesi halinde kamu yararı gözetilerek cezanın alt sınırının bir yıldan az olamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Kamu görevlisine hakaret suçu adi hakaret suçundan farklı olarak şikayet tabi değildir. Başka bir deyişle sosyal medya hesabından örneğin bir belediye başkanına hakaret edilmesi halinde savcılık makamı kendiliğinden soruşturma başlatabilmektedir. Ayrıca kamu görevlisine hakaret suçu uzlaştırma kapsamının dışında olması nedeni ile de adi hakaret suçundan ayrılmaktadır. Bu suçun işlenmesi halinde soruşturma dosyası uzlaştırmacıya intikal etmeden son bulmaktadır. Ek olarak mağdurun hakaret suçuna ilişkin şikayetini geri çekmesi halinde süreç son bulurken kamu görevlisine karşı hakaret eden kişi hakkında ne kadar şikayetten vazgeçilse de bu vazgeçme düşme kararının verilmesi için yeterli değildir.
‘’b) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunda temel cezanın doğrudan 5237 sayılı TCK’nin 125/3-a maddesi gereğince tayini yerine aynı Kanun’un 125/1. maddesine göre belirlenmesini müteakip TCK’nin 125/3-a maddesi gereği arttırılması suretiyle hüküm tesisi,
- c) Sanık hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan hüküm kurulurken; 5237 sayılı TCK’nin 125/3-a maddesi gereği temel cezanın 1 yıl karşılığı 365 gün adli para cezasından aşağı olmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken, hatalı bir şekilde 360 gün adli para cezası olarak belirlenerek eksik ceza tayin edilmesi,
- d) Sanık hakkında hakaret suçundan uygulama yapılırken, kamu görevlisine hakaret suçu alenen işlendiği halde sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 125/4. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,’’ (Yargıtay Kararı – 1. CD., E. 2021/1429 K. 2021/1744 T. 18.2.2021 )
-
Avukatın iddia ve savunma dokunulmazlığı , eleştiri hakkı ihbar ve şikayet hakkı haber verme hakkı
Türk Ceza Kanunun 128. maddesine göre Yargı kuruluşlarına yahut idari mercilere şahıslara ilişkin somut isnatlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması sebebi ile cezalandırma yapılamaz.
Kadıköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde katılanın davacı olduğu dosyada, sanığın davalı Meryem Bülbül vekili olarak verdiği davaya cevap dilekçesinde “…davacı ve diğer davalının tanıştıktan kısa bir süre sonra aralarında şimdilik gizledikleri ancak meşru olmayan bir ilişki başladığı, bunun üzerine davalının üç çocuğunu ve müvekkilimi hayatından silip atmak istediğini anlaşılmaktadır.” şeklindeki sözleri uyuşmazlık konusu ile bağlantılı ise de bu değerlendirmenin gerçek ve somut olaylara dayanmadığı, 5237 sayılı TCK’nın 128. maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilemeyeceğinin anlaşılması karşısında; yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında beraat kararı verilmesi,
2.CD. 14.05.2013, 2011/27497 E. – 2013/12627 K.
-
Eksik inceleme
Dosya içeriğine göre, sanığın tüm aşamalarda suçlamayı inkar etmesi, müştekilerin bulunduğu şehirde yaşamaması, müştekilerle aralarında hakareti gerektirecek bir husumet ve irtibatın bulunmaması, arama kayıtlarında aramaların sanığın ikameti haricinde müştekinin yerleşim yeri olan Nevşehir’den yapılması, suça konu sanık adına kayıtlı telefon hattının çok sayıda cep telefonu ile farklı zamanlarda kullanılıyor olması karşısında, ilgili telefon hattının sanığın kimlik bilgileri yada daha önce yaptığı başka bir işlem ya da telefon aboneliği nedeni ile ele geçirilen kimlik fotokopisinin kullanılarak alınmış olma olasılığı bulunmakla; savunma doğrultusunda, suça konu 0 538 524 **** numaralı telefona ait abonelik sözleşmesinin aslı ve eki bilgeler ilgili kurumdan getirtilerek, sanığın usulünce toplanacak imza örnekleri ile sözleşme üzerindeki sanık tarafından atılan imza örneklerinin uzman bilirkişiye incelettirilerek sanığın eli ürünü olup olmadığının belirlenmesi, sözleşme üzerinde ki adres ve sabit telefon aboneliklerini kimin kullandığının tespiti, gerektiğinde müştekile-re ses teşhisi yaptırılarak, sonuçlarına göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
2.CD. 17.12.2012, 2011/19140 E. – 2012/48334 K.
-
Suçun gerçekleştiği delillerle sabitken sanık hakkında beraat kararı verilmesi yerinde değildir.
Oluşa dosya içeriğine göre sanığın müştekiye yönelik cep telefonu gönderdiği mesajın içeriği itibarıyla hakaret niteliği taşıdığı ve sanığın ait telefondan suçu işlediği sabit olduğu halde sübut bulan suçtan mahkumiyet yerine ya ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi…
2.CD. 17.12.2012, 2011/19569 E. – 2012/48410 K.
-
Hakaret suçuna ilişkin manevi kast unsurunun niteliği doğru tespit edilmelidir. Mağdura senin ananı avradını ***eceğim denilmesi hakaret değil tehdit suçuna sebebiyet verir.
*”Sanık Selim D**’in mağdur Kanber E**’a yönelik “gel lan buraya, senin ananı avradını si*eceğim, senin gö*ünü si*eceğim” şeklindeki sözlerinin mağdurun cinsel dokunulmazlığına yönelik tehdit oluşturduğu ve TCK’nın 106/1-1. cümlesi uyarınca hüküm kurulması gerekirken, hukuki olmayan gerekçeyle aynı Kanunun 125/1. maddesi uyarınca hakaret suçundan hüküm kurulması,”(4.C.D., 13.04.2016 T, 2013/30901 E, 2016/7165 K.)
Sosyal Medyada Hakaret Suçu için ayrıca Sosyal Medya Suçları , Cezaları ve İspatı yazımıza göz atınız.