Her ne kadar icra ve iflas birlikte anılsalarda ayrı ayrı ele almak gerekmektedir fakat belirtmek gerekir ki birlikte anılmasının sebebi ikisinin de alacaklı ile borçlu arasındaki ihtilaftan kaynaklanması ve ihkakı hak yasağıdır. Bu yasağa göre; hak devlet eliyle korunur ve kişiler kendi haklarını almak için güç kullanmaları istisnai haller dışında yasaktır. Yani cebri icra yetkisinin sadece devlette olduğunu ifade etmektedir. Sonuç olarak kişinin kendi alacağını güç kullanarak alabilmesini düzenleyen hukuki düzenlemeler icra iflas hukuku kapsamında yer almaktadır.
Alacaklı ve borçlu arasındaki ilişkide borcunu ifa etmeyen borçludan borcun devlet eliyle cebren icrasıdır. İcra hukukunda borçlu borcundan dolayı malvarlığı ile sorumludur. İstisnai durumlar haricinde borç cebri icra sonucunda nakdi olarak alacaklıya verilir. İstisnaya örnek olarak eski bir uygulama olan icra yolu ile çocuk teslimi verilebilir. icra hukukunda, süreler taraflar için hak düşürücü niteliğe sahiptir. Bu nedenle sürelerin kaçırılıp hak kaybına uğramamak için icra avukatı yardımıyla süreci takip etmek daha sağlıklı olacaktır.
Esasen şirketleri ilgilendiren iflas hukuku da icra hukuku gibi hakkın devlet gücü ile hakkın cebren alınmasındır fakat farkları mevcuttur. İcra hukuku kısmi iken İflas hukuku küllidir ve ancak iflasa tabi kişilere karşı uygulanabilir.
Avukat olarak en sık karşılaştığımız hukuk alanlarından biri icra hukukudur. İcra hukuku süreleri ve diğer usuli düzenlemeleri ile karmaşık bir hukuk dalı olduğundan takip ya da diğer icra işlerimde avukat desteği alınarak sorun çözümü hayatidir.
gibi birçok dava bulunmaktadır. Bunların yanında itirazın geçici veya kesin kaldırılması, ihtiyati haciz, borca itiraz, imzaya itiraz, gibi birçok başlık bunlunmaktadır.