Hizmet Tespit Davası, sosyal güvenlik kurumuna hizmet süreleri eksik bildirilen , sürekli çalışmaya karşın giriş çıkış yaptırılan, SGK girişleri geç yaptırılan veya sigortasız çalıştırılan işçilerin hizmetlerinin tespitini sağlayan ve işçilerin işverene karşı açabildiği bir davadır.
Ülkemizdeki sosyal güvenlik sisteminde sigortalı olma zorunluluğu bulunmaktadır. Çalışanın işe başlama anından itibaren işverenlere bu yönde yükümlülük belirlenmiş ve çalışan ise bu haklara kendiliğinden sahip olmalıdır. Zira sosyal güvenlik Anayasal güvence ile koruma altına alınmış önemli bir haktır.
Her ne kadar Anayasa ve başka yasal düzenlemelerle bu hak zorunlu hale gelse de bazen işverenler bu sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınabilir. Bu durumda sosyal güvenlik hakkına sahip olması gereken bireyin vermiş olduğu hizmetin tespit edilmesi gerekir. Hizmet tespiti birkaç yöntemle yapılabilir. Hizmet tespitinin yapıldığı en önemli yöntem ise Hizmet Tespit Davasıdır
Hukuki menfaatini ispatlayan tarafın açabildiği tespit niteliğindeki davalar bir yükümlülük talebi içermez ancak yükümlülüğe neden olabilen bir durumun tespitini sağlar. Tespit davası sonucunda verilen karar kesin hüküm niteliğini aldığında hak ileri sürülebilir hale gelmiştir.
Hizmet tespit davası çalışanların SGK tarafından tespit edilememesi hallerinde veya eksik bildirilmiş hizmetlerin tescil edilmediğinin sonradan öğrenildiğinde tespiti amacıyla açılan davadır. Hizmet tespit davası, SGK’ ya verilip de tescillenen işe giriş bildirgelerindeki yanlış yazılan kimlik kayıtlarının ve sigorta sicil no’larının düzeltilmesi, sigortalının kendisine ait olması gerekirken, başkası adına geçirilen, aktarılan veyahut bildirilmiş olan çalışma sürelerinin sahibine kazandırılması hizmet süresinin başlangıcının tespiti gibi birçok konuyu ele almaktadır.
5510 sayılı Kanun’un 86. maddesinin dokuzuncu fikrasına göre;
– Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar,
Çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde,
– İş mahkemesine başvurarak,
– Alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse,
– Bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.
5510 sayılı Kanun‘un 92. Maddesine göre sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak, vazgeçmek veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir.
Hizmet tespit davasında işveren ve işçi arasındaki ilişki hizmet sözleşmesinden kaynaklanmalıdır. Eser ve vekalet sözleşmeleri bu kapsamın dışındadır.
Hizmet Tespit Davasında zamanaşımı / hak düşürücü süre
Hizmet Tespit Davasında zamanaşımı değil 5 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüş olsa da bu durumun yargı yerlerinin görüşleri ışığında bazı istisnaları bulunmaktadır. Bu istisnalar:
- Müfettiş durum tespit tutanağı ya da tahkikat raporlarıyla çalışma tespiti,
- Asgari işçilik incelemesi neticesinde işverenden sigortalının primleri Kurumca icra yoluyla tahsili,
- İşveren imzalı ücret tediye bordrosunda sigortalıdan sigorta primi kestiğini açıkça gösterdiği halde sigorta primini Kuruma yatırmaması,
- İşe giriş bildirgesi Kuruma süresinde verilmiş; fakat bordrosu ve primi SGK’ya verilmemişse,
- İşçilik hakları tazminatlarına (ihbar, kıdem tazminatı, ücret alacağı gibi ) ilişkin aynı döneme ait kesin hüküm niteliğini taşıyan ilam niteliğinde belgelerin varsa
Söz konusu hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.
Ölen Kişinin Hizmet Tespitinde Zamanaşımı
Henüz hayattayken hak düşürücü süreyi kaçırmamış olan hizmet tespiti yapılması gereken miras bırakanın, hak sahiplerinin hizmet tespit davasına dair hak düşürücü süresi ise miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren başlamaktadır.
Hizmet Tespiti Nasıl Kanıtlanır Deliller Nelerdir?
Bu davalarda gösterilen deliller genelde tanık beyanına dayanmaktadır. Ancak her türlü yazılı ve yazılı olmayan delil ile de iddia sahibi talebini destekleyen kanıtları mahkemeye sunulabiliyor. Davacının gösterdiği tanıkların tespitini istemiş olduğu dönemde aynı işyerinde bulunan ve SGK’ya bildirimi yapılan sigortalıların olması oldukça önemlidir. Bunun yanında işverenin banka üzerinden işçiye maaş ödemesi yapması durumunda banka dekontlarının da hizmetin tespiti açısından işveren ve işçinin arasında hizmet ilişkisinin bulunduğuna güçlü bir karine oluşturacaktır.